TÜRKİYE’DE ŞİRKET DEĞERLEME YÖNTEMLERİ

Kategori: Genel
Engin Ergüden

Engin Ergüden

Danışman

Türkiye’de son yıllarda artan ve yurt dışından firmalarında Türkiye’ye gelerek de gerçekleştirdikleri şirket satın alma ve birleşmeleri ile birlikte, şirketlerin değerlerinin tahmin edilmesine yönelik yapılan çalışmalarda önemli bir artış yaşanmaktadır. Hisse değişimleri dışında, değerleme çalışmalarında özellikle düzenleyici kurullara sunulmak üzere vergi, finansal raporlama, dava ve diğer uyuşmazlıklara yönelik olarak ta sıklıkla başvurulmaktadır.

Şirket değerleme çalışmaları tamamen bilimsel olarak nitelenemeyeceği gibi, varılan sonuçların birçok durumda sübjektif ve kişisel hükümlere bağlı olduğu kaçınılmaz bir gerçektir. Bundan dolayı şirket değerleme çalışmalarında, çeşitli varsayımlar dahilinde bir değer aralığı tespit edilmesi daha uygundur. Türkiye’de genel kabul görmüş ve en çok kullanılan değerleme yaklaşımları aşağıdaki gibi özetlenmiştir:

1) Net Aktif Değer Yaklaşımı (Asset Approach): Şirket hisse senedinin, faaliyet dönemi sonunda düzenlenen bilançodaki “net aktif” tutarı ile tanımlanmasıdır. Bilanço aktif toplamından, birikmiş amortismanlar ve şüpheli alacaklar karşılığı düşülerek bulunan rakam, hisse senedi sayısına bölünerek bir hissenin net aktif değerine ulaşılmaktadır. Net aktif değeri, hisse başına düşen kâr ile birlikte değerlendirilerek aktifin hisse başına gelir sağlama oranı ortaya çıkarılmaya çalışılmaktadır. Bu yaklaşım işletmenin gelecekte elde edebileceği potansiyel gelirlerini ve yaratacağı değeri dikkate almamaktadır.

2) Piyasa Yaklaşımı (Market Approach): Bu yaklaşım iki yöntemle özetlenebilir:

a) Karşılaştırılabilir Şirketler Analiz: Bu yöntemde değerlemesi yapılan şirket, finansal ve operasyonel olarak benzer yapıdaki halka açık şirketler ile karşılaştırılmaktadır. Benzer şirketlerin Piyasa Değeri/Defter Değeri, Şirket Değeri/Net Satışlar, Şirket Değeri/ Faaliyet Karı ve Piyasa Değeri/Net Kar gibi değerleme çarpanları dikkate alınarak hedef şirketin değerlerine ulaşılır.

b) Karşılaştırılabilir İşlemler Analizi: İkici temel yöntem olan bu yöntemde, benzer şirketlerin dünyada gerçekleşmiş satın alma ve birleşme işlemleri araştırılmakta, bu işlemlerde oluşan değerleme çarpanları analiz edilmekte ve analiz sonuçları hedef şirketin büyüklükleri ile karşılaştırılmaktadır.

3) Gelir Yaklaşımı (Income Approach): Bu yaklaşım bir varlığın varlık sahipleri için yarattığı gelir üzerine odaklanmaktadır. Bu gelir, varlığın kullanılabilir ömrü boyunca yaratması beklenen nakit akışı ile değerlendirilir. Varlığın değeri gelecekte öngörülen nakit akışının bugünkü değere çekerken kullanılan iskonto oranı varlığın beklenen nakit akışlarını yaratma riski ile birlikte paranın zaman değerini içermektedir.

İndirgenmiş Nakit Akımlar Yöntemi (Discounted Cash Flow); Bu yaklaşımda kullanılan en yaygın yöntemdir. Bu yöntemde şirketin halihazırdaki yapısı, müşteri portföyü, pazar payı, hizmet potansiyeli, yaratıcılık gücü, organizasyonu ve yönetim kadrosu ile gelecekte şirketin ortaya çıkarması beklenen nakit akışlarının analizi yapılır. Bu analiz sonucunda, şirketin gelecekte yaratacağı nakit akımlarının değerleme tarihine indirgenmesi gerçekleştirilir. İndirgeme işlemi, piyasa koşullarına paralel ve şirket’in risk profiline uygun bir iskonto oranının nakit akımlarına uygulanması sonucu gerçekleştirilmektedir. Bu iskonto oranı hesaplanırken gene olarak, Finansal Varlıkların Fiyatlandırılması Modeli (Capital Asset Pricing Model) kullanılmaktadır.