
Zülal Erbil
Stajyer Avukat
Türk Ticaret Kanununun sermaye koyma borcunu düzenleyen 128 maddesinin 1. fıkrası “Her ortak, usulüne göre düzenlenmiş ve imza edilmiş şirket sözleşmesiyle koymayı taahhüt ettiği sermayeden dolayı şirkete karşı borçludur.” hükmünü içerir. Aynı kanun maddesinin yedinci fıkrasında ise “Şirket, her ortağın sermaye koyma borcunu yerine getirmesini isteyebileceği ve dava edebileceği gibi, yerine getirmede gecikme sebebiyle uğradığı zararın tazminini de isteyebilir. Tazminat istemi için ihtar şarttır.” öngörülmüştür.
Bu doğrultuda, ilgili kanun maddesinde de söz edildiği üzere, her ortak taahhüt ettiği sermaye nedeni ile şirkete borçlu bulunmaktadır. Şirket ortağın sermaye taahhüt borcunu yerine getirmesini ve taahhüdün yerine getirilmesinde gecikme olması halinde uğranılan zararın tazminini isteyebilir.
Aynı doğrultuda, Türk Ticaret Kanununun 129. maddesinde “Zamanında ifa edilmeyen sermaye para ise, 128 inci madde gereğince tazminat hakkına halel gelmemek şartıyla, aksine şirket sözleşmesinde veya esas sözleşmede hüküm yoksa şirketin tescili anından itibaren temerrüt faizi de ödenir.” hükmü bulunmaktadır. Bu bağlamda, şirketin tescilinden itibaren zamanında ödenmeyen sermaye payı için temerrüt faizi ödeneceği belirtilmiştir.
Şirket pay bedellerinin nakdi ödenmesi ile ilgili Türk Ticaret Kanununun 344. maddesi uyarınca, “Nakden taahhüt edilen payların itibarî değerlerinin en az yüzde yirmi beşi tescilden önce, gerisi de şirketin tescilini izleyen yirmi dört ay içinde ödenir. Payların çıkarma primlerinin tamamı tescilden önce ödenir.” Bu doğrultuda, taahhüt edilen pay bedellerinin en az dörtte birlik kısmının tescilden önce ödenmesi gerekirken, geriye kalan pay bedeli kısmının Kanunen öngörülen yirmi dört aylık sürede ödenmemesi halinde sermaye taahhüdüne aykırılık söz konusu olacaktır.
Sermaye payının ödenmemesinin sonuçları:
- Temerrüt hali
Pay bedellerini ifa ve ifa etmemenin sonuçlarının ilkesinin belirtildiği TTK’nın 480/1. maddesi uyarınca, “Kanunda öngörülen istisnalar dışında, esas sözleşmeyle pay sahibine, pay bedelini veya payın itibarî değerini aşan primi ifa dışında borç yükletilemez.”. Ödemeye çağrı başlıklı 481. maddede ise pay bedellerinin yönetim kurulu tarafından esas sözleşmede başkaca hüküm bulunmadığı takdirde, pay sahiplerinden ilan yoluyla isteneceği belirtilmektedir. İlgili maddenin gerekçesine göre yönetim kurulunun bu yetkisi devredilemez niteliktedir. Buna ek olarak ilgili maddede yönetim kurulu tarafından verilecek ilanda hangi hususların yer alması gerektiği ile ilgili açıklık getirilmiştir. Bu bağlamda ilanda, ödenmesi istenen sermaye borcunun oranı veya tutarı ile ödeme tarihi ve ödemenin nereye yapılacağı açıkça belirtilmelidir.
Türk Ticaret Kanunu’nun 482. maddesinde sermaye koyma borcunun yerine getirilmemesinin sonuçları konu edilmektedir. İlgili kanunun 482/1. maddesine göre “Sermaye koyma borcunu süresi içinde yerine getirmeyen pay sahibi, ihtara gerek olmaksızın, temerrüt faizi ödemekle yükümlüdür.”
Aynı doğrultuda, aynı kanunun 482/2. maddesinde ise sermaye koyma borcunu yerine getirmeyen pay sahipleri ile ilgili olarak yönetim kuruluna bir takım yetkiler verilmektedir. Şöyle ki, “Yönetim kurulu, mütemerrit pay sahibini, iştirak taahhüdünden ve yaptığı kısmi ödemelerden doğan haklarından yoksun bırakmaya ve söz konusu payı satıp yerine başkasını almaya ve kendisine verilmiş pay senedi varsa, bunları iptal etmeye yetkilidir. İptal edilen pay senetleri ele geçirilemiyorsa iptal kararı 35 inci maddede yazılı gazetede ve ayrıca esas sözleşmenin öngördüğü şekilde ilan olunur.”
Buna ek olarak, esas sözleşmeyle pay sahipleri, temerrüt hâlinde, Türk Ticaret Kanunun 482. Maddesinin üçüncü fıkrası gereğince sözleşme cezası ödemekle zorunlu tutulabilirler.
- Sorumluluk
Sermaye taahhüdünün yerine getirilmemesi ile ilgili olarak yukarıda belirtilen kanun maddelerinin uygulanmamasından dolayı şirket yönetim kurulu üyelerinin, yöneticilerin ve tasfiye memurlarının sorumlulukları bulunmaktadır. Bu kişiler, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlâl ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zararlardan Türk Ticaret Kanununun 553. maddesinin birinci fıkrası uyarınca sorumludurlar.