TÜRK HUKUKUNDA SERMAYE PİYASASI SUÇLARI

Kategori: Genel

Genel olarak, teknolojik gelişmeler, menkul kıymetleştirme, türev finansal araçlar, sermaye piyasası araçlarını çeşitlendirmesi sayesinde sermaye piyasaları en çok rağbet edilen yatırım araçlarından biri haline gelmiştir. Bu popülarite ekonomik anlamda sermaye piyasalarının önemini arttırmaktadır. Öyle ki, sermaye piyasalarındaki fiyat dalgalanmaları ülkelerin ekonomik gidişatını olumlu ya da olumsuz anlamda etkileyebilmektedir. Diğer piyasalarda olduğu gibi sermaye piyasalarının da bazı kurallar ile düzenlenmeleri gerekmektedir. Çünkü sermaye piyasalarında güvenin tesisini teminen sermaye piyasalarında işlenebilecek suçların tespiti ve caydırıcı bir ceza sistemiyle cezalandırılarak borsada işlem yapan yatırımcıların yasalar ile korunuyor olması gerekmektedir.

Bu kapsamda, 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu 108-112. maddeleri arasında Türk Hukukundaki sermaye piyasası suçlarını düzenlemiştir. Buna göre, Kanunda Bilgi Suistimali, Piyasa Dolandırıcılığı, Usulsüz Halka Arz ve İzinsiz Sermaye Piyasası Faaliyeti, Güveni Kötüye Kullanma ve Sahtecilik, Bilgi ve Belge Vermeme, Denetimin Engellenmesi, Yasal Defterlerde, Muhasebe Kayıtlarında ve Finansal Tablo ve Raporlarda Usulsüzlük suçları sayılmıştır.

İş bu raporda Bilgi Suistimali ve Piyasa Dolandırıcılığı Suçları ele alınacaktır.

Karakteristik olarak İçerden Öğrenenlerin Ticareti olarak bilinen Bilgi Suistimali Suçu Sermaye Piyasası Kanunu madde 106’da düzenlenmiştir. Suçun gerçekleşmesi için Kanun ihraççı şirkete ilişkin olan ve doğrudan veya dolaylı olarak ilgili sermaye piyasası araçlarının fiyatını, değerini veya yatırımcıların kararını etkileyebilecek ve daha önce kamuya duyurulmamış bir bilginin varlığını aramaktadır. İhraççı şirketin veya ihraççı şirketin yavru şirketi yöneticisi veya hissedarı, işi gereği, mesleği veya görevlerinin icrası nedeniyle bu bilgiyi haiz olan kişiler, bu bilgiyi suç işleme amacıyla elde etmiş kişiler veya haiz olduğu bilginin bu nitelikte olduğunu bilmesi gereken kişiler bu bilgiyi kullanarak kendisine veya başka bir kişiye menfaat sağlamak amacıyla alım-satım emri verilmesi/değiştirilmesi/iptal edilmesi ile suçun maddi ve manevi unsuru gerçekleşmiş olacak ve suçlular iki ila beş yıl arası hapis veya adli para cezası ile cezalandırılacağı ve eğer suçlular kendilerine maddi bir menfaat sağlamışlar ise verilecek adli para cezası söz konusu menfaatin iki katından az olmayacağı düzenlenmiştir.

Sermaye Piyasası Kanunu madde 107 Piyasa Dolandırıcılığı suçunu İşlem Yoluyla ve Bilgi Yoluyla işlenmek suretiyle ikiye ayırarak düzenlemiştir. İşlem Yoluyla Piyasa Dolandırıcılığı sermaye piyasası araçlarının fiyatlarına, fiyat değişimlerin, arz ve taleplerine ilişkin olarak yanlış veya yanıltıcı izlenim uyandırmak amacıyla alım veya satım yapanlar, emir verenler, emir iptal edenler, emir değiştirenler veya hesap hareketleri gerçekleştiren kişiler iki yıldan beş yıla kadar hapis ve 100.000-TL ila 200.000-TL’ye kadar adli para cezası ile cezalandırılırlar ve kendilerine maddi bir menfaat sağlamışlar ise hükmolunacak adli para cezasının söz konusu menfaatten az olmayacağı şeklinde düzenlenmiştir. Bilgi Yoluyla Piyasa Dolandırıcılığında ise, sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını, değerlerini veya yatırımcıların kararlarını etkilemek amacıyla yalan, yanlış veya yanıltıcı bilgi veren, söylenti çıkaran, haber veren, yorum yapan veya rapor hazırlayan veya bunları yayanların iki yıldan beş yıla kadar hapis ve 100.000-TL adli para cezası ile cezalandırılacağı şeklinde bir düzenleme mevcuttur.

Önemle belirtmek gerekir ki yatırımcıların gelecek hakkındaki beklentileri doğrultusunda pozisyon almaları, spekülasyon fiili, meşru bir eylemdir. Buna karşın, yatırımcıların fiyatları ve piyasayı kendi istekleri doğrultusunda yönlendirmesi olan manipülasyon fiili suçtur.

Sonuç olarak, ekonomi için hayati önem arz etmesi nedeniyle sermaye piyasası gözetlenmesi ve denetlenmesi gereken bir piyasadır. Yatırımcı sayısını arttırmanın yolu yatırımcıları koruyucu gerekli tedbirlerin alınması ile mümkün olacaktır. Bu nedenle güven kaybına sebebiyet verebilecek eylemler derhal tespit edilmeli ve kararlılıkla cezalandırılmalıdır.