YABANCI MAHKEME VE HAKEM KARARLARININ TANINMASI VE TENFİZİ

Kategori: Genel

Uluslararası boyutta karşılaşılan en önemli problemlerden biri, karşı tarafı yabancı bir tüzel kişi ya da gerçek kişi olan yabancı ülkelerde alınan mahkeme kararlarının veya yabancı hakem kararlarının, icra edilebilmesi sorunudur.

Yabancı mahkeme kararlarının tenfizi konusu, Türkiye’de 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’unda düzenlenmiştir. Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamların Türkiye’de icra olunabilmesi yetkili Türk Mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır. Yabancı mahkemelerin ceza ilamlarında yer alan kişisel haklarla ilgili hükümler hakkında da tenfiz kararı istenebilir. Kararların tenfiz edilmesinde hukuki yararı bulunan herkes tenfiz isteminde bulunabilir.

Yabancı hakem karalarının tenfizi konusunda uygulanacak mevzuat ise yine yukarıda anılan 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunu ve 1958 tarihli Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması ve Tenfizine İlişkin Birleşmiş Milletler Sözleşmesi diğer bir adıyla New York Sözleşmesidir. Türkiye New York Sözleşmesine taraf olan ülkelerden biridir.

Bu yazıda, yabancı hakem kararlarının tenfizi için hangi şartların mevcut olması gerektiği incelenecektir.

Yabancı hakem kararlarının icra edilebilmesi için yetkili mahkeme tarafından tenfiz kararının verilebilmesi bazı şartların mevcut olmasına bağlıdır.

Öncelikle, Yabancı hakem kararlarının tenfizine ilişkin esas şartlardan biri mütekabiliyet ilkesinin gerçekleşmesidir. Mütakabiliyet; yabancı kişinin bir ülkede, kendi devletinin yabancılara tanıdığından fazla haklara sahip olmaması şeklinde tanımlanabilir. Mütekabiliyeti; siyasi, kanuni ve fiili mütakabiliyet olmak üzere üçe ayırabilmek mümkündür. Siyasi mütekabiliyet, devletlerarası imzalanan anlaşmalar ile sağlanmakta, kanuni mütekabiliyet; iç hukuk düzeninde yabancılara bazı hakların sağlanması ile gerçekleşmekte ve fiili mütekabiliyet ise; arada bir anlaşmanın veya kanun hükmünün mevcut olmadığı durumlarda uygulamada yabancılara birtakım hakların sağlanması ile kurulmaktadır. MÖHUK, yetkili ve görevli mahkemenin kararların tenfizine Türkiye Cumhuriyeti ile ilâmın verildiği devlet arasında karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşma yahut o devlette Türk mahkemelerinden verilmiş ilâmların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmünün veya fiilî uygulamanın bulunması halinde karar verileceğini düzenler.

Yabancı hakem kararlarının tenfizine ilişkin esas şartlardan bir diğeri ise tenfiz isteminin reddine sebep olacak bir durumun mevcut olmamasıdır. MÖHUK’un 62. Maddesinde yabancı hakem kararlarının tenfizi için istemde bulunan davacının tenfiz isteminin reddedilmesine neden olacak durumları sıralamıştır. İlgili madde uyarınca,

  1. Tahkim sözleşmesi yapılmamış veya esas sözleşmeye tahkim şartı konulmamış ise mahkeme tenfiz istemini reddeder. Bu durum, hiç kimsenin rızası hilafına, tabi olduğu devlet mahkemelerinden başka bir makam veya merci önüne çıkarılamayacağı şeklindeki Anayasa ilkesinin bir gereği olmaktadır. Tahkim sözleşmesi esas sözleşmenin geçerliliğinden bağımsız olarak değerlendirilir. Esas sözleşme geçerli olsa bile, tahkim sözleşmesi geçerli olmayabilir.
  1. Hakem kararının genel ahlaka ve kamu düzenine aykırı aykırı olmaması gerekmektedir. Mahkeme, yabancı hakem kararının genel ahlaka ve kamu düzenine aykırı olup olmadığını re’sen araştırır.
  2. Hakem kararına konu olan uyuşmazlığın Türk kanunlarına göre tahkim yoluyla çözümü mümkün değilse yabancı hakem kararının tenfizi istemi reddedilecektir. Tahkime ancak iki tarafın arzularına bağlı konularda gidilebilir. Yani tarafların, konusu üzerinde serbestçe tasarruf yetkilerinin bulunduğu uyuşmazlıklar tahkim yoluyla çözümlenebilir. Taraflar uyuşmazlığı sona erdirmek için serbestçe anlaşma yapabiliyor ve bu anlaşma mahkemenin kararına gerek olmaksızın geçerli oluyorsa, uyuşmazlık konusunda tahkim sözleşmesi yapabilirler.
  1. Taraflardan biri hakemler önünde usulüne göre temsil edilmemiş ve yapılan işlemleri sonradan açıkça kabul etmemişse hakkında hakem kararının tenfizi istenen taraf hakem seçiminden usulen haberdar edilmemiş yahut iddia ve savunma imkanından yoksun bırakılmış ise hakem kararı tenfiz edilmez. Ancak savunma haklarının ihlaline sebep olan bu durumların yabancı hakem kararının tenfizi isteminin reddini sağlayabilmeleri için hakkında tenfiz istenen tarafça ileri sürülmeleri ve ispat edilmeleri gerekir.
  1. Tahkim sözleşmesi veya tahkim şartı taraflarca tabi kılındığı kanuna, bu konuda bir anlaşma yoksa hakem hükmünün verildiği yer hukukuna göre hükümsüz ise hakkında tenfiz istenenin tarafın bu durumları ispat etmesi şartıyla tenfiz istemi reddedilecektir.
  1. Hakemlerin seçimi veya hakemlerin uyguladıkları usul tarafların anlaşmasına, böyle bir anlaşma yoksa hakem hükmünün verildiği yer hukukuna aykırı ise tenfiz istemi reddedilecektir. Ancak bu durumların varlığının hakkında tenfiz istenen tarafça ispat edilmesi gerekmektedir
  2. Hakem kararı, hakem sözleşmesinde veya şartında yer almayan bir hususa ilişkin ise veya sözleşme veya şartın sınırlarını aşıyor ise bu kısım hakkında, tenfiz istemi reddedilecektir. Ancak bu durumların varlığının hakkında tenfiz istenen tarafça ispat edilmesi gerekmektedir.
  1. Hakem kararı tabi olduğu veya verildiği yer hukuku hükümlerine göre kesinleşmemiş veya icra kabiliyeti kazanmamış veya bağlayıcılık kazanmamış veya verildiği yerin yetkili mercii tarafından iptal edilmiş ise mahkeme yabancı hakem kararının tenfiz istemini reddedebilecektir. Ancak bu durumların varlığının hakkında tenfiz istenen tarafça ispat edilmesi gerekmektedir.

Sonuç olarak, yabancı hakem kararının tenfiz talebini reddini gerektirecek yukarıda izah edilen durumların mevcut olmaması ve mütekabiliyet esasının gerçekleşmesi halinde yabancı hakem kararı Türkiye’de tenfiz edilebilecektir.