TÜRKİYE’DE TANINMIŞ MARKA

Kategori: Genel
Cengiz Söylemezoğlu

Cengiz Söylemezoğlu

Kıdemli Yönetici Ortak

Uluslararası Hukuk Bakımından Tanınmış Markalara, sağlanan korumanın kapsamı diğer markalara göre daha geniş tutulmuştur. Tanınmış markalar ilk kez Paris sözleşmesi’ ne konu olmuştur. Paris Sözleşmesi’ ne göre “ Birlik üyeleri tescilin talep edildiği ülkenin yetkili makamları tarafından, söz konusu ülkede bu Antlaşmadan yararlanacağı kabul olunan bir şahsa ait olduğu aynı veya benzeri ürünler kullanıldığı herkesçe bilindiği mütalaa edilen bir markanın karışıklığa meydan verebilecek surette örneğini, taklidini veya tercümesini yapan bir fabrika markasının veya ticaret markasının tescilini gerek ülke mevzuatı müsaade olduğu takdirde doğrudan doğruya, gerekse ilgilinin isteği üzerine red veya hükümsüz kılmayı taahhüt ederler.”

Paris sözleşmesinde “tanınmış marka “ kavramını tanımlamamıştır. Dünya çapında olmasa dahi yurt içi ve yurt dışında herkesçe bilinen Paris Sözleşmesi’ ne üye devletlerden birinin vatandaşına veya o ülkelerden birinde yerleşik olan ya da ticari veya sınai işletmeye sahip kişilere ait bulunan markaların Paris Sözleşmesi anlamında tanınmış marka olduğu kabul edilir.

World Intellectual Property Organization (WIPO ) tahtında Tanınmış Marka Uzmanları Komitesi’ nin “Tanınmış Markaların Korunması“ hakkında hazırlamış olduğu taslak metinde tanınmış bir markanın bulunması için markanın tanınmış marka olarak korunduğu bölgede ve bu bölgedeki ilgili çevre de tanınmış olmanın yeterli olduğu belirtilmektedir.

Türk Hukuku Açısından 556 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) Bakımından Tanınmış markanın tanımı yapılmamıştır. KHK’nın 7/I maddesinde, sahibi tarafından izin verilmeyen tanınmış markaların Paris Sözleşmesi’ nin 1. mükerrer 6. maddesine göre marka olarak tescil edilemeyeceği ön görülmüştür. Tanınmış marka kavramının tanımı doktrinde Paris Sözleşmesi’ne dayanılarak yapılmaktadır. Buna göre tanınmış markadan söz edilebilmesi için Paris Sözleşmesi’nde ki ifadeye uygun şekilde Türkiye’de herkes tarafından bilinen markaların tanınmış marka olarak kabulü gerekir. Yurtdışında tanınan fakat Türkiye’de bilinmeyen bir marka 7/I maddesi anlamında bir tanınmış marka kabul edilmez. Buna karşılık yalnız Türkiye’de tanınan marka anılan hüküm kapsamında tanınmış bir markadır. Ayrıca Türkiye’de tanınan bir marka Paris Sözleşmesi’ne üye ülkelerden birinde korunmakta ise, markayı taşıyan mal veya Türkiye’de arz edilmemiş olsa dahi söz konusu marka 7/I madde ile sağlanan korumadan yararlanabilecektir.

KHK’ nın 7/I maddesi gereği tanınmış bir markanın marka sahibinin izni olmadan tescil talebinin reddi için tanınmış markanın Türkiye’de tescil edilmiş olmasına da ihtiyaç yoktur. Tanınmış marka, Türkiye’de tescilli olmasa dahi, bu markanın aynı veya benzeri mal ve hizmetler için tescili mümkün değildir. Tanınmış markalar bakımından KHK ile kabul edilen bu mutlak red sebebi, tanınmış markanın farklı mal ve hizmetler için kullanılması bakımından da geçerli olacak mıdır? Paris Sözleşmesi’ne göre, bir kişiye ait olduğu herkesçe bilinen markanın sadece aynı veya benzeri ürünler için başkası adına tescilini yasakladığı gerekçesi ile madde 7/I kapsamında tanınmış markanın farklı mal ve hizmetler için tescilini önlemenin mümkün olmadığı kabul edilmektedir. Tanınmış markanın farklı mal ve hizmetler için tescil talebinin reddi nisbi red sebepleri arasında sayılmıştır. Markanın toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanması, tescilin markanın itibarına zarar vermesi veya markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurması olasılığının bulunması halinde tanınmış marka farklı mal ve hizmetlerde dahi kullanılamayacaktır. Tanınmış olmayan bir marka sadece ilgili bir çevrede bilinen bir marka ise yasaca aranılan tanınmışlık düzeyine ulaştığı kabul edilebilir. Ayrıca Paris Sözleşmesi anlamında tanınmış markanın, nisbi red nedeni yönünden de korunabilmesi için Türkiye`de tescili şart değildir.

Tanınmış markanın farklı mal ve hizmetler için tescilinin engellenebilmesi için tanınmış bir markanın tescil talebinin bulunması yeterli değildir. Tanınmış markanın farklı mal ve hizmetler için tescilinin reddi için tanınmış markanın kullanılmasıyla haksız bir yararın sağlanacak olması, markanın itibarına zarar verecek olması, markanın ayırt edici karakterini zedeleyecek olması hallerinin varlığı gerekir. Bu durumda, tanınmış markaların somut olayın özellikleri dikkate alınarak, şartları varsa farklı mal ve hizmetler için tescil talebinin mutlak red nedeni olarak Türk Patent Enstitüsü tarafından re`sen dikkate alınması gerekir.